22.02.2017

FARKINDAMISIN Halife Abdülhamit neise C.Reis Erdoğan odur. 1916 hainleri kimse 2016 hainleri aynısi odur 1923 te ne kaybettiysek 2023 de tümünü alacağiz.....BAŞKANLIK SİSTEMİNDE TÜM DETAYLAR , MADDELER .

İmamı Şafi’ye şunu sormuşlar:
Dost kimdir, dostu nasıl tespit ederiz?
İmamı Şafi’de şunu söylemiştir:
Düşman okunu takip edin, düşman oku nereye gidiyorsa işte dost o dur” demiştir.



Dün Halifemiz Abdülhamit'de kimler düşmanlar ise ..
Bugün de Reisimize düşmanlık edenler aynıdir ..
İbret olsun diye birçoğu kendini belli ediyor...






Yeni Bir Yüzyıllık Pişmanlığa Doğru

II. Abdülhamit döneminde, II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ve kısa bir süre sonra II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi için yapılan iç ve dış bağlantılı çalışmalar ve hedeflenen amaç ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güç kaybettirme çabaları arasında ciddi benzerlikler bulunmaktadır. İlk benzerlik, tıpkı bu dönemde en sağından en soluna hatta İslâmcı görünen gayriresmi yapılanmalar bile Erdoğan muhalifliğinde aynı noktada birleşebildiği gibi, o dönemde de en Batıcısından en muhafazakârına, Osmanlı Aydınlarının ve hatta İslamcıların bile ortak noktası Abdülhamit muhalifliğinde birleşmeleri idi.

ABDÜLHAMİT’E DE DİKTATÖR DEMİŞLERDİ AMA OYUN BAŞKAYDI

İkinci olarak, yine tıpkı bu dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, idareden bir şekilde uzaklaştırılmasıyla, diktatörlüğün son bulacağı, ülkedeki gerginliğin, yerini yumuşamaya bırakacağı, toplumun her kesimin birbirine yaklaşacağı şeklinde anlayış olduğu gibi, o dönemde de yelpazenin her tarafındaki muhalefet II. Abdülhamit tahttan indirildiği takdirde, o günkü ismiyle İstibdat’ın(Yani Diktatörlüğün) son bulacağı, Hıristiyan-Müslüman toplumdaki her kesimden insanın barış içinde birbiriyle kucaklaşacağı, Balkanlar’da, Ortadoğu’daki karışıklıkların son bulacağı, parçalanma tehlikesi yaşayan Devlet’in parçalanma bir yana, daha sıkı bağlarla birbirine sarılacağı, şeklinde bir propaganda vardı.

ABDÜLHAMİT’İN DÜŞÜRÜLMESİ ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI OLDU

Özellikle Balkanlar’da ve Orta Doğu’da başlayan isyan hareketleriyle bunalan ve bu haliyle adeta kaynayan bir kazanın içinde olan devletin, II. Abdülhamit gittiği takdirde durulacağına ve tüm unsurların Osmanlı Devleti’ne itaat edeceğine ve tüm içtenlikleriyle devlete bağlanacağına inanılıyordu. Bu bağlamda Makedonya dağlarındaki Teröristler, Bulgaristan dağlarındaki Komitacılar, Ermeni Taşnak Sutyun ve Hınçak Terör Örgütleri, Rum Çeteleri, özellikle Selânik’teki Yahudiler ve içerisinde İslamcıların da bulunduğu tüm muhalefet II. Abdülhamit tahttan indirildiği takdirde birlik ve bütünlüğün sağlanacağına hatta İttihad-ı Anasırın(Gayri Müslim Unsurların bile) sağlanacağına safça inanıyorlardı. Bu konuda aralarında kuvvetli bir görüş ve hatta eylem birliği vardı.

II. Abdülhamit’e karşı güdülen bu düşmanlık aslında, ağırlıklı olarak yurt dışı kaynaklı idi. Tüm farklı guruplar, tek düşünce altında toplanmışlardı. Bu düşüncelerin üç sloganı: hiç şüphesiz Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik’ti. Bu, tüm muhalefetin düşüncelerine göre II. Abdülhamit tahttan inerse bu üç slogandan oluşan söylem gerçekleşecek ve adeta kopmak, parçalanmak üzere olan devlet bütünleşecekti. Hatta; Müslüman muhalefetin safça inanarak alet olduğu 31 Mart isyanı, 1935’e kadar Türkiye’de bayram olarak bile kutlanmıştı. Bu isyanın başarıya ulaşmasıyla, Osmanlı Devleti’nin tüm topraklarında şenlikler, bayramlar yapıldı, güya Müslim-Gayri Müslim tüm unsurlar kucaklaştı, birbirine daha fazla yaklaştı, ülkede barış tesis edildi.

NE BARIŞ TEMİN EDİLDİ NE DE HUZUR

İşte bundan sonra, içinde en sağlam İslâmcıların da olduğu Osmanlı’daki aptal Müslüman muhalefeti ne kadar büyük yanlışlar içine düştüğünü, Ermeni, Bulgar, Makedon, Yahudi terör guruplarının oyununa geldiğini anladı ama “artık her şey için çok geçti”. Ne yazık ki Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle, Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünün sağlanabileceğine inanan aptal Müslüman muhalifler, Abdülhamit tahttan indikten altı ay gibi çok kısa bir süre içerisinde tek kurşun dahi atılmadan, Osmanlı Devleti’nden beş devletin kopmasına engel olamamışlardı. Ülkeye barış gelecek, huzur sağlanacak, diktatörlük bitecek şeklinde safça ümitlerle Bosna, Girit, Kıbrıs, Doğu Rumeli ve Bulgaristan II. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra, tek kurşun bile atılmadan Osmanlı Devleti’nden kopmuş ve bu topraklar böylece kaybedilmişti.

6 YILDA 6 ASIRLIK DEVLET YIKILDI

Osmanlı’dan topraklar kopmakla kalmamış, beklenen huzur da gelmemiş, ülkede beklenen barış da sağlanamamış, ülke I. Dünya savaşına sokularak, 12, 200 bin kilometre kare toprak kaybedilmişti. Halbuki Osmanlı, ilk toprak kaybettiği Karlofça Anlaşmasında 1908’e kadar ki 209 yıl içinde ancak 11 milyon kilometre kare toprak kaybederken, II. Abdülhamit’in darbeyle indirildiği 1908’den, dahil olmakla yıkıldığı ve II. Abdülhamit’n asla girmeyeceği, I. Dünya Savaşına kadarki 6 yıl içinde 12, 200 bin kilometre kare toprağını kaybetmişti. Kısaca “ 6 YILDA 6 ASIRLIK DEVLET YIKILIVERMİŞTİ ” Bu sonuç Abdülhamit’in tahttan indirilmesinin ne kadar yanlış sonuçlar doğurduğunu, Abdülhamit muhaliflerine göstermiş ve ülkede bir pişmanlık havası hakim olmuştu, ancak artık her şey için çok geçti ve zaten Devlet, ondan sonra yıkılarak ortadan kalkmıştı. Hatta, su katılmamış Abdülhamit muhalifi olan Rıza Tevfik’in, iş işten geçtikten sonra yazdığı şiiri durumu çok net bir şekilde ortaya koyar.

İŞTE O MANŞETLERDEN BAZILARI

Despot Padişah
(İçtihat Gazetesi, Haziran 1906)
"Zorba tahtında yıllanmış, kartlaşmış ve bu yüzden zulüm ve zorbalığın âmiyane tabirle kurdu olmuş Osmanlı despotuna örnek teşkil etsin diye uğraşmıyoruz."

Zorba ve Hain Osmanlı Sultanları
(İçtihat Gazetesi, Mart 1905)
"... Ve bütün müslümanların gördüğü zulmün asıl sorumlusu Abdülhamid ve onun gibi zorba ve hain Osmanlı sultanlarıdır..."

Abdülhamit Orduyu Zayıflattı
(İçtihat Gazetesi, Temmuz 1906)
"Sultan Hamid, Osmanlı tahtına oturduğundan beri zorbaca yönetimini muhafaza edebilmek için her türlü sebebe müracaat etmekten geri kalmamış olduğu herkesçe bilinmektedir. Bunlardan birisi de askeri kuvvetimizi ve bahriyemizi temelinden sarsmak, kuvvetsiz bir hale koyarak zamanla mahvetmektir. (...)"

Sultan'ın Meşruiyeti Yok
(Mizan Gazetesi, Haziran 1897)
"Sultanlığıyla birlikte kanunu, hukuku, adaleti, ayak altına alarak caninin bile işlemekten kaçınacağı bir surette cinayet, boğazlama, hırsızlık ve benzeri gibi her türlü kötü eylemleri utanmadan yaptı. Böylesine caniyane yöntemlerle saltanatını sürdüreceğini sanıyor. Böyle bir sultana hukuken ve dinen itaat meşru değildir."



Oyumuz Evet Çünkü

Dün Sultan Abdülhamid Hanı anlamadılar,Osmanlıyı kaybettik.

Bugün Recep Tayyip Erdoğanı anlayamazsak,Türkiyeyi kaybedeceğiz! 



ABD'li ajan itiraf etti! "Erdoğan Ortadoğu'ya örnek lider olduğu için her zaman hedef oldu"





Yalan konuşma CHP Meclis’in gücünü artırıyoruz.





NEDEN BAŞKANLIK GEREKLİ

İşte O Erdoğan..

Bütün İSLAM Alemini Aynı çatının altına toplayacak bir lider...Recep Tayyip Erdoğan
Ben 16 Nisan'da tek millet için, tek bayrak için, tek vatan için, tek devlet için Evet diyorum.

Artık “büyük olsun hepimizin olsun” anlayışını yükselterek Yeni Türkiye’nin, Büyük Türkiye’nin, Müreffeh Türkiye’nin önünü açmanın vaktidir.


Recep Tayyip Erdoğan

6,5 milyarlık dev projenin etap etap hizmete girdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

“BUNLARA 5 TANE KOYUN VER, BUNLAR KAYBEDER!”

Hızlı tren bir diğer önemli proje. Ankara, Afyon, Uşak, İzmir, Manisa hızlı tren projesi de hizmete giriyor. Söz konusu hizmet olduğunda ne diyoruz: Durmak yok, yola devam… 16 Nisan’a hazır mıyız? Maşallah. Rabbim bu ülke için taş üstüne taş koyan herkesten razı olsun. Kardeşlerim Manisa her dönemde bu coğrafyanın üreten el, savaşan kolu, yürüyen bacağı olmuştur. Şehrimizin 2015 yılından beri terörle mücadelede asker ve polis olarak 21 şehidi var. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Onlar sevgili Peygamberimize en yakın makamda. Dün Osmanlı’ya şehzade yetiştiren Manisa, cumhuriyet tarihi boyunca yine ülkesinin gelişmesine, kalkınmasına en büyük desteği vermiştir. Manisa’ya bugün büyük bir görev düşüyor. Türkiye 16 Nisan’da önemli bir tercih yapacak. Yönetim sistemini değiştiyoruz. Hani ana muhalefet diyor ya! Bunlar rejim değiştirecek. Bizim rejim tercihimiz 1920’de bitti. Ama bunlar bundan anlamaz. Bunlara 5 tane koyun ver, bunlar kaybedip gelirler. 16 Nisan’da evet daha ileri, daha da ileri demektir. Evet demenin ne anlama geldiği ortaya çıkıyor mu? Evet demek yüksek hızlı tren, bölünmüş yolların artması, havalimanların artması demektir. Evet demek dünyanın en büyük havalimanına sahip olmak demektir.

“YALAN KONUŞMA! BİZ MECLİSİN GÜCÜNÜ ARTIRIYORUZ”

2018’de dünyanın en büyük havalimanının 90 milyon yolcu kapasiteli kısmı bitecek, tamamı 2023’te. İzmir gibi bir şehrin doğru düzgün havalimanı yoktu. Hamdolsun biz kazandırdık. bunlar medeniyet nedir anlamazlar. Şurada Beydağı barajını yaptığımız zaman bizimle dalga geçtiler. Biz yaptık. Evet demek bu demektir işte. Ne diyor CHP; Bunlar meclisi kaldıracak. Yalan konuşma doğru konuş. Tam aksine meclisin gücünü artırıyoruz. Bneim ecdadım Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü bizde şimdi denizin altından Marmaray’ı yürütüyoruz dedik. Bitmedi, dedik ki Avrasya Tüneli’ni yapacağız. Niye? Biz Fatih’e layık olacağız. Yavuz Sultan Selim’in üzerinden şimdi de raylı sistem geçecek. Bütün bunlar bu aziz millet için. Türkiye’nin Türk milletinin aleyhine olacak hiçbir işin içinde yer almayız.

“CUMHRUBAŞKANLIĞI SİSTEMİNİ MİLLETİMİZİN GELECEĞİ İÇİN İSTİYORUZ”

Bu milletin şanına ne yakışırsa onu yapmamız lazım. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısında sizlerle tarihe geçecek şanlı bir duruş sergiledik. Bugün de Cumhurbaşkanlığı sistemini milletimizin geleceği için istiyoruz. Mevcut sistemin sorunları çözeceğine inansaydık sistem değişikliği için adım atmazdık. Nasreddin Hoca ne dedi: Dam düştüğünde doktor arayanlara bana doktor değil damdan düşen birini bulun dedi. İşte biz damdan düştük. Düşünün Merkez Bankası’na atama yapacağım zaman çok donanımlı bir arkadaşımı getirecektim. O dönem ki Cumhurbaşkanı olmaz dedi. Doktorası bu alanda. Yapmadı be! Arkasından ikinci bir teklif yaptım. Şu anda Başbakan Yardımcımız olan Mehmet Şimşek’i teklif ettim. Bu da olmaz dedi. Niye olmaz? Ben böyle uygun gördüm onun için olmaz. Dedim, eşi başörtülü sanıyorsanız ondan mı olmaz. Neden zihniyet uymuyor! İdeolojik bakıyor. Peki bu zihniyet ne yaptı; aynı zihniyetten olduğu halde rahmetli Ecevit’e kitap fırlattı. Bunlar sırf kendi çıkarlarını daha iyi koruyabilmek adına gücü vem mevkiyi dağıtırken bunun millete olan maliyetini umursamadılar. Anayasa kitapçığı fırladığında ertesi gün kur yüzde 40 fırladı. 1970’li yılları unutmadınız değil mi? 90’lı yılları hatırlıyorsunuz değil mi? Başbakanlığım döneminde önümüze çıkartılan engelleri biliyorsunuz değil mi? Türkiye 16 nisan halk oylamasına durduk yere gelmemiştir.

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE TÜM DETAYLAR VE MADDELERİ :


























































































CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ EVETMİ HAYIRMI ?

Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’a (cc) hamd, Başöğretmenimiz, Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, Ehl-i Beytine, Ashab-ı Kiram’a ve kıyamete kadar izinden gidenlere salat ve selam olsun!
Bu ülke, sadece bizim değil!
Hepimizin!
Yani bu ülkede yaşamış, yaşayan ve yaşayacak tüm din, ülke ve vatan sevdalılarının!
Hepimiz, 16 Nisan 2017 günü büyük bir sınavdan geçeceğiz!
Pazar yerindeki eşya ve meyve seçiminde gösterdiği hassasiyeti, vatan ve memleket meselesinde göstermeyenlerden olmayacağız! Evet mi? Hayır mı? tercihiyle sunulan seçimi, soframızdaki ekmek gibi, tuz gibi önemseyecek; Batı, Haçlı ve Siyon işbirliğinin ekmeğimize kan doğramasına fırsat vermeyerek, yalancıların ve müfterilerin algı operasyonlarının etkisinde kalmadan, selim bir akılla kararımızı vereceğiz inşaallah!
16 Nisan Başkanlık sistemini, yargı ve bürokrasiyi milletin hizmetkârı kılacak kısmi Anayasa değişikliği referandumunda;
Nefsimizin, neslimizin, ülkemizin ve mazlum toplumların istikrarına, istiklaline ve istikbaline “Evet” mi? Hayır mı?
Halifesiz ve başsız yetimler coğrafyasını, anasına kavuşturacak Türkiyemizin liderliğine “Evet” mi? Hayır mı?
Kirli, çirkin pazarlıklarla ve satın alınan vekillerle kurdurtulan ucube koalisyon hükümetlerinin tarihin çöp sepetine atılmasına “Evet” mi? Hayır mı?
Çok başlılık fitnelerinden kavgalarından ve ayak oyunlarından kurtulup istişareye ve denetime dayalı Başkanlığa “Evet” mi? Hayır mı?
Milletimize ve ülkemize hizmetten başka suçu olmayan başbakanları ve diğer siyasileri idam ettiren, yasaklattıran, partileri kapattıran silahlı ve sivil masonik darbeleri sandık darbesiyle yok etmeye “Evet” mi? Hayır mı?
Devletimizin kalkınma hızını bilerek kesmek için görevli derin yargı padişahlığını ve bürokrasi saltanatını sandıkta yıkmağa “Evet” mi? Hayır mı?
AK iktidarında başlayan okullar, yollar, köprüler gibi vs. devasa hizmetlerin devamına “Evet’’ mi? Hayır mı?
Mandacı muhalefetin, Millet Meclisi çalışmalarını yavaşlatmak adına başarılı Bakanlar hakkında verdikleri suni gensoru tuzaklarını bitirtmeye ve gerektiğinde bakanların ciddi şekilde yargılanabilmesine “Evet” mi? Hayır mı?
İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve sadece İslam hukukuna göre gömülen Müslüman bir milletin her şeyini inancına göre yapacağı özgürlük kapılarının açılmasına, şirk ve küfrün yıkılmasına «Evet»mi? Hayır mı?
Darwin Yahudisinin maymunlaşma saçmalığını bile kaldırmakta zorlandığımız, nesillerimizi uyuşturucuya bağımlı kılan yabancı, modacı, mandacı ve maddeci eğitim yerine Allah’a, dinine, peygamberine, ülkesine bağımlı ve ahirete hazırlayan bir Milli Eğitim ıslah ve inkılabına “Evet” mi? Hayır mı? sorularına tercih, karar ve mührümüzle cevap vereceğiz inşallah!
Karar hür vicdanlarımızın!
Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz, AK Parti, MHP, HÜDA PAR, Büyük Birlik, Saadet vs. milli partilerimiz, ekonominin canlanmasını isteyen iş adamlarımız, milli sendikalarımız, milli medyamız, samimi tarikatlarımız, kanaat önderlerimiz ve başta Filistin olmak üzere tüm mazlum İslam coğrafyası “Evet” için canla başla çalışmaya ahd ettiler, kararlılar ve devam ediyorlar!
Devrimlerle medeniyetimizi ve ekonomimizi deviren 6 oklu CHP, kuzenleri HDP, PKK, YPG, PYD, DHKP/C, HDP, FETÖ, Ulusalcı Ergenekon vs. terör örgütleri, masonlar, Siyonist İsrail, haçlı alemi, tüm mason locaları, din, vatan, can ve namus düşmanları “Hayır” adına milletimizi aldatmak için birleşmişler!
Tercih ve karar milletimizindir!
“Hakkıdır Hakk’a tapan Milletimin İstiklal!”
15 Temmuz’da kanlı ve kahpe silahlı darbe girişimini önleyen milletimiz, 16 Nisan’da ticari, siyasi, adli tüm darbeleri ‘”Evet” oyuyla sandıkta yok etmeyi başaracaktır inşallah!
Allah (c.c), dinimize, ülkemize, milletimize ve tüm mazlumlara yardım edenlerin daim yardımcısı olsun!
Amin!
Salı akşamı saat 20:45’te, Akit TV, (Kanal 34) ile Kocaeli TV’nin ortaklaşa yayınladığı “Milli Diriliş” programının canlı yayınında buluşmak üzere yaratıcımız, yöneticimiz ve yaşatıcımız Allah (c.c)’a emanet olunuz.
Tatil olması dileğiyle Cuma bayramımız mübarek olsun.

Selam, sevgi ve duayla.YENİ AKİT / Şefki Yılmaz

SÖYLEMEZSSEM OLMAZDI : ABD 2 sebepten güçlüdür:
1-Vatan hainlerini bulur öldürür.

2-Diğer ülkelerdeki Hainleri ,Laikleri,Solcuları ,Münafıkları bulur kullanır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder